Ziya İPEK
Adana’nın İmamoğlu ilçesinde, 10 dönüm alanda 20 bin tonu beton depo, 54 bin tonu ise çelik silolarda olmak üzere 74 bin ton kapasiteli lisanslı depoculuk hizmeti verdiklerini aktaran Bağış, kendi işledikleri ürünlerin yanı sıra sanayici ve TMO’ya ait ürünleri muhafaza ettiklerini kaydetti.
Lisanslı depoculuk faaliyetlerinin ülke için büyük fayda sağladığına ve bu sayede ürünlerin zayi olmadan muhafaza edilebildiğine dikkat çeken Bağış, Türkiye’deki depolama kapasitesinin 10 milyon tonu aştığını anımsattı.
Devletin kabul ettiği fire oranı yüzde 0.3
Lisanslı depoculuk yaparken çeşitli sorunlarla da karşı karşıya kaldıklarına değinen Bağış, Çukurova Bölgesi’nde özellikle mısır ve buğdayın muhafazasında nisbi nemin fazla olmasından kaynaklı ürünlerin aşırı fire verdiğini, Ticaret Bakanlığı’ndan bu konuda çözüm beklediklerini söyledi.
Bağış, şunları kaydetti: “Çukurova şartlarında rutubetten dolayı nisbi nem yüksek. Bu sebeple mecburen rutubetli ürünlere depolarda bozulmayı önlemek amacıyla “fan” veriyoruz. Bu uygulamayı yapmazsanız mısır ve buğday ısınır ve yanar, yandığı zaman da zarara uğrarsınız. Bu sebeple bu bölgede lisanslı depolarda saklanan ürünler diğer bölgelere oranla daha fazla fire veriyor. Örneğin mısırı depolara koyarken 13,5-14 rutubette döküyoruz. Fanla kurudukça yüzde 1 ile 2 arasında fire verebiliyor. Devlet ise fire oranının yüzde 0.3’ünü kabul ediyor.
O sebeple Çukurova’da lisanslı depoculuk yapanlar büyük zarar görüyor. İç Anadolu’da ise depolara konulan ürünler 10 rutubette alınıp hiç fire vermiyor. Ticaret Bakanlığı’ndan isteğimiz nisbi nemin yüksek olduğu bölgelerde lisanslı depolara fire ayrıcalığı tanınmasıdır. Bu durum, yalnızca Çukurova’da değil, Tekirdağ için de söz konusu.”
