‘Türkiye ekonomi modeli’ kısa sürdü, seçim beyannamesinde yer bulamadı
2 min read
AKP’nin seçim beyannamesi, bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı.
Seçim beyannamesinde, Nureddin Nebati’nin Aralık 2021’de Hazine ve Maliye Bakanlığı’na atanmasının ardından ilan edilen “Türkiye ekonomi modeline” yer verilmedi.
“Türkiye Ekonomi Modeli” kavramı, ilk olarak 20 Aralık 2021 tarihinde Bakan Nebati tarafından kullanılmıştı. Nebati tarafından bu kavram 16 aydır sık sık kullanılsa da, Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kavramı 3 Aralık 2022’den bu yana kullanmadı.
ENFLASYONU VE DOLARI PATLATAN MODEL
2021 yılı Eylül ayı başında 8,30 TL seviyesinde olan dolar kuru, Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz indirimleriyle başlayan süreçte 20 Aralık 2021 tarihinde 18,30 seviyelerine kadar yükselmiş, kur korumalı mevduat (KKM) dahil bir dizi tedbirle kur bir süre gerilese de sonra tekrar yükselişe geçmişti.
Eylül 2021’de yüzde 19 olan resmi tüketici enflasyonu da, kur artışının tüm fiyatlama mekanizmalarını bozmasıyla Ekim 2022’de yüzde 85,5 ile 24 yılın zirvesini görmüştü.
Bu politikalar başta “faiz sebep enflasyon neticedir” teziyle gerekçelendirilmiş ancak enflasyon ve kurun patlamasının ardından önce “Çin modeli” kavramı kullanılmış, daha sonra “Türkiye ekonomi modeli” kavramı hükümet tarafından öne çıkartılmıştı.
‘EKONOMİ YÖNETİMİ DEĞİŞECEK’ VAADİ Mİ?
AKP’nin seçim beyannamesinde “Türkiye ekonomi modeli” dışında son dönemde sıkça kullanılan “cari fazla” ve “liralaşma” hedef ve kavramları da yer almadı.
Beyannamede yer alan “14 Mayıs seçimleri sonrasında oluşacak yeni kabine içinde yine güçlü
bir ekonomi ekibi görev üstlenecektir”, “AK Partinin 20 yılı aşkın birikimini ve dinamizmini yansıtacak olan ekonomi ekibimiz etkin bir koordinasyon içinde görev icra edecektir” ve “Ekonomi ekibimiz kamu, özel kesim ve sivil toplum ile diyalog ve istişare içinde makroekonomik politika çerçevemizi güncelleyecek, yeni şartlara ve ihtiyaçlara göre alınması gereken tedbirleri kamuoyu ile paylaşacaktır” ifadeleri de dikkat çekti.
Bu ifadeler de, yerli ve yabancı iş çevrelerine “ekonomi yönetiminde değişiklik” sinyali olarak değerlendirilebilir.
