Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Erzincan’ın İliç ilçesindeki siyanürle altın çıkarılan madende meydana gelen toprak kaymasının sorumlularıyla ilgili suç duyurusunda suç duyurusunda bulundu.
Madeni işleten Anagold Madencilik şirketinin yöneticileri ve yetkililerinin yanı sıra maden sahasını denetlemekle görevli Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü yetkilileri; projeye ilişkin ÇED, izin ve denetim süreçlerini yürüten önceki dönem ve mevcut Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ve ilgili bakanlık personeli; projeye ilişkin ÇED, izin ve denetim süreçlerini yürüten önceki dönem ve mevcut Erzincan Valisi ve valilik yetkilileri hakkında kamu davası açılması talep edildi.
TMMOB’nin açmış olduğu davalarda heyelan riskine dair raporlar hazırlandığı, madenle ilgili açıklamalarda uyarılar yapıldığı hatırlatılan dilekçede şu ifadelere yer verildi:
Erzincan’a bağlı İliç İlçesi Çöpler köyü mevkiinde, Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş tarafından işletilen altın madeni işletmesinde, 13/02/2024 tarihinde yığın liçi alanında kayma meydana gelmiş ve 9 işçi toprak altında kalmıştır.
Yaşanan bu facia göz göre göre yaşanmış olup; tüm devlet yetkilileri tarafından bu olayın gerçekleşme tehlikesi, zorunlu tedbirlerin dahi alınmadığı bilinmesine karşın göz yumulmuş yıllardır faaliyetin genişleyerek devamına olanak sağlanmıştır.
Faaliyete girdiği yıldan bugüne, mevzuat dolanılarak parça parça hazırlanan projelerle devasa nitelik kazanan Çöpler Kompleks Maden İşletmesinin yarattığı tahribat ve oluşturduğu tehlike Birliğimiz tarafından daha önce de pek çok kez kamuoyuna açıklanmış, açtığımız davalarda sunulan teknik raporlarla da ortaya konmuştur.
TMMOB’nin açmış olduğu ve Erzincan İdare Mahkemesinde görülmekte olan davalarda tüm aşamalarda her dilekçemizde, her açıklamamızda liç sahasında yaşanabilecek kayma defaatle vurgulanmış olmasına karşın; ne Bakanlık ne yerel idare ne de Mahkemece uyarılarımız dikkate alınmamış, göz ardı edilmiş, bugün yaşanan felakete yol açılmıştır.
Dilekçelerimizde defaatle;
“… Bilirkişi raporunda ise binalardan söz edilmesine karşın henüz deprem olmadan akan LİÇ YIĞINI ile ilgili olarak tarafımızca gerek keşif esnasında sözlü olarak gerekse de dilekçelerimizde yöneltilen hiçbir soru ve değerlendirmeye yer verilmemiştir.”
“Bununla birlikte; yığın liçi yönünden hem geçmişte hem de hala devam eden yükleme yapılan alanın boyutlarının tespiti, zemin yönünden ise gelecekte oluşabilecek kayma ve akıntıların tespiti de uyuşmazlığın aydınlatılabilmesi ve iddialarımızın karşılanabilmesi bakımından zorunludur. Geçtiğimiz yıl yaşanan deneyimlere bakıldığında bazı tesislerin yıkım, kayma ve akma gibi sorunlarla karşılaşabildiği görülmektedir. “
“Yine geçtiğimiz aylarda yığın liç sahasında yaşanan heyelan felaketi ve bölgede yaşanan deprem riskin ve tahribatın boyutlarını ortaya koymaktadır.”
” yığın liçi yönünden hem geçmişte hem de hala devam eden yükleme yapılan alanın boyutlarının tespiti, zemin yönünden ise gelecekte oluşabilecek kayma ve akıntıların tespiti gerektiği; yakın zamanda yaşanan deneyimlere bakıldığında bazı tesislerin yıkım, kayma ve akma gibi sorunlarla karşılaşabildiği;”
” Yığın liçi yönünden hem geçmişte hem de hala devam eden yükleme yapılan alanın boyutlarının tespiti, zemin yönünden ise gelecekte oluşabilecek kayma ve akıntıların tespiti gerekmektedir. Keşif esnasında davalı tarafça ifade edilen alanın kaymayacağı hususu iddiadan öteye geçmemektedir. Yakın zamanda yaşanan deneyimlere bakıldığında bazı tesislerin yıkım, kayma ve akma gibi sorunlarla karşılaşabildiği görülmektedir.”
şeklindeki ifadelerle 13/2/2024 tarihinde yaşanan felaket konusunda gerek davanın tarafları olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Erzincan Valiliği gerekse de Mahkeme heyeti tarafımızca uyarılmıştır.
Tüm bu ısrarlı beyanlarımıza karşın ne Bakanlık ne Valilik hiçbir şey yapmamış, göz yummuş, 13/2/2024 tarihinde yaşanan felakete yol açmışlardır.
Yalnızca ÇED kararlarına açtığımız davalarda tarafımızca sunulan beyanlarda değil; esasında Savcılık dosyalarında, bilirkişi raporlarında da bu durum tespit edilmiş olmasına karşın yine hiçbir şey yapılmamış, felakete ön açılmıştır.
Nitekim; 2022 yılında yine aynı madende gerçekleşen siyanür sızıntısı üzerine yaptığımız suç duyurusunda verilen KYOK kararında açıkça Bakanlığın suç duyurusuna atıfla ” …Cumhuriyet Başsavcılığımıza sunulan 11.10.2022 tarihli bilirkişi raporu sonucuna göre;…
… İş Sağlığı ve Güvenliği Açısından, Anagold Firmasında yapılan incelemede iş sağlığı ve güvenliği evraklarının eksiksiz olduğu fakat Anagold Firması yetkilisi (Proses Müdürü) ve (Oksit Proses Baş Mühendisi) cevher işleme lotuna ait siyanür çözeltisi taşıyan boru hattının bulunduğu LİÇ SAHASINDA MEYDANA GELEBİLECEK OLASI RİSKLER KARŞISINDA DOĞABİLECEK TÜM TEHLİKELERİ ÖNLEMEK ADINA GEREKLİ TEDBİRLERİN ALINMADIĞI, LİÇ YIĞINI SAHASINDA OLUŞACAK OLUMSUZLUKLAR VS. GİBİ TÜM TEHLİKETİ DURUMLARI GÖZ ARDI ETTİKLERİ VE YETERİNDE ÖNLEM ALMADIKLARI tespit edilmiş olup meydana gelen olayda KUSURLU oldukları kanaatine varıldığının tespit edildiği,..” denilmektedir.
Görüldüğü üzere, Bakanlık bunu bilmektedir, Savcı bunu bilmektedir, Vali bunu bilmektedir fakat herkes bu duruma göz yummuş adeta felaketin yaşanması için her türlü imkanı sağlamışlardır.
Şirket hiçbir şey yapmamış, yetkililer faaliyetleri durdurmamış, Savcı iddianame hazırlamamış, Mahkeme işlemin yürütmesinin durdurulması hakkında dahi karar verememiştir.
Tüm bunlar ve soruşturma esnasında resen tespit edilecek hususlar dolayısıyla yürüttüğü faaliyet dolayısıyla 9 kişinin toprak altında kalmasına ve insan sağlığı ve çevrenin telafisi imkansız zararlara uğramasına neden olan Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Şirket yetkililerinin cezalandırılması gerekmektedir.
Yine tüm eksiklik ve risklere rağmen görevini kötüye kullanarak aykırılıklara göz yuman, faaliyetin devamı için her türlü izin ruhsat süreçlerini devam ettirerek onaylayan önceki dönem ve mevcut Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı ve Bakanlık yetkilileri, Erzincan Valisi ve Valilik yetkilileri, ÇŞİB Erzincan İl Müdürü ve Müdürlük yetkililerinin de yargılanarak cezalandırılmaları gerekmektedir.
(HABER MERKEZİ)