Sürekli dünyayı yönettiği düşünülen ailelerden, şirketlerden veya kişilerden bahsedilir. Peki bunların hepsi birer komplo teorisi midir, yoksa gerçeklik payları var mıdır?
Adına komplo teorileri yazılanlardan biri de Bilderberg Toplantıları. Fakat Bilderberg teorilerinin bir farkı var, basitçe uydurulmamış olması. Çünkü dünyanın en güçlüleri bu toplantının ana karakterleri konumunda.
Üstelik konuşulan konuların basına açıklanması yasak. Dolayısıyla toplantıya basının katılması da yasak. Peki nasıl kararlar veriyorlar ve bu kararlar bizi nasıl etkiliyor?
İlk kez II. Dünya Savaşı sonrası,1954 yılında Hollanda’daki Bilderberg Oteli’nde toplandılar.
Ev sahipliğini Prens Bernhard’ın yaptığı bu toplantının amacını ise ‘Avrupa ve ABD arasında bir köprü kurmak, komünist Sovyet tehlikesine karşı birlik olmak, ortak ekonomik çıkarlar geliştirmek’ olarak açıkladılar.
Batı’nın serbest piyasa ve kapitalizm hedeflerini dünyaya domine etmeye çalışmaları, tam olarak toplanma mottoları denilebilir. Çünkü II. Dünya Savaşı, siyasi açıdan sosyalizm ve liberalizm arası çatışma demekti.
Her yıl toplanmaya devam ettiler ve komple teoricileri için bulunmaz bir nimet hâline geldiler.
Fakat basının içeri girmesinin yasak olması, halk için merak uyandırıcı bir durum olmaya başladı. 3 gün süren, dünyanın liderlerinin ve önemli iş insanlarının bir araya geldiği bu toplantılarda alınabilecek en ufak bir kararın bile halkı etkileyebilecek olmasına karşın, neden halktan gizleniyordu?
Tam da bu sebepten, alınan kararların halk adına değil ‘kendi ceplerini doldurmak’ ve ‘dünya hükûmeti kurmak’ adına olduğu düşünüldü.
Protestolar yapılmaya başlandı ve bu protestolar dünyada ses getirdi.
Bilderberg Grubu’nun güçlü üyeleri her yıl dünyanın dört bir yanından geliyor ve küreselleşmenin siyasi, ekonomik, askerî, teknolojik ve ideolojik alanlarını temsil ediyor.
Yani içeride konuşulanlar tam anlamıyla tüm dünyayı ilgilendiriyor. Bu sebepten içeride olan biteni öğrenmek için her yıl yüzlerce insan, toplantı alanının dışında bu kişileri protesto ediyor.
Toplantıların başlamasından bitiş tarihine kadar insanların dışarıda beklemesi ve sloganlar atıp konuları öğrenmek istemesi sonucu Bilderberg Grubu, konuşulan konuların başlıklarını ve toplantıya gelecek insanların isimlerini basına açıklamaya karar verdi.
Bilderberg Grubu’nun, toplantıya katılacak kişileri ve konuşulacak konuları basına vermesi tepkileri hiçbir şekilde durduramadı. Aksine yeni komple teorileri üretilmesine neden oldu.
‘Toplantı birer kukla yetiştirip tek bir yönetim üzerine mi çalışıyor?’ sorusu, yeni komplo konusu oldu. Toplantıya katılan ve yeni yeni yükselmekte olan birçok siyasetçinin; toplantı sonrasında başbakan, başkan gibi önemli konumlara gelmesi bu sorunun temelini oluşturdu.
Örnek olarak; Bilderberg Toplantısı’na giren Margaret Tharcher, toplantıdan hemen sonra İngiltere başbakanı oldu. Başka bir örnekle, Bill Clinton 1991 yılında buraya katıldığında partisinin başında bile değildi. Toplantıdan 1 yıl sonra ise ABD başkanı seçildi. Ayrıca Tony Blair 1993’te katılıp 1997’de İngiltere başbakanı oldu. Halk ise bu örnekleri vererek, “Bunlar bir tesadüf mü, yoksa planları için birer asker mi yetiştiriyorlar?” diye düşünmeye başladı.
Bilderberg Toplantısı’ndan Kurtlar Vadisi Pusu dizisinde de bahsedilmişti.
Kurtlar Vadisi’ndeki Karacadağ ailesinin üyeleri olan iki kardeş Cemal ve Celal Karacadağ masada sohbet ederken Celal Karacadağ “Bilderberg Toplantısı belli oldu mu Cemal?” diye soruyor. Sonrasında Türkiye-İran meselesinin gündem olduğu cevabını alan Celal karakteri tekrar bir soru yöneltiyor: Önümüzdeki 25 yıl içerisinde bir litre su mu, bir litre petrol mü daha değerli olacak?
Bahsettiğimiz sahneyi izlemek için buraya tıklayabilirsiniz. (7.40 ve sonrası)
Gerçekten ‘dünya üstü bir hükûmet’ kurmak istiyorlar mı?
Bilderberg kurucularından olan Denis Healey, bu toplantılar hakkında en çok röportaj veren isimlerden. Genellikle de çarpıcı açıklamaları var. Örneğin “Birbirimizle savaşmak yerine küresel bir devlet oluşturmak aslında iyi bir fikir.” açıklaması çok konuşuldu. Hatta 2001 yılı sonrası, bu sözünden dolayı protestoların artmasına sebep oldu denebilir.
Gerçeği bilmemiz neredeyse imkânsız. Fakat yanlış bilinenlerden bahsedebiliriz. Örneğin basına kapalı olan toplantıdan bahsetmenin yasak olması farklı algılanıyor. Konuşulan konuları dışarıda bahsetmek serbest ama bahsedilen bilgi hakkında kaynak vermek yasak.
Yani öğrendikleri bilgileri açıklayabiliyorlar ama kimden öğrendiklerini söyleyemiyorlar. Ayrıca katılan Türklerin de yaptığı yorumlara göre herkesin fikrini hiçbir baskı ve diplomasi korkusu olmadan açıklayabildiği bir elit buluşmasına benziyor. Elbette işin gerçeğini toplantıya katılmadan öğrenmemiz imkânsız.
Toplantıya 1957 yılından beri Türk liderler ve yöneticiler de katılıyor.
Bunların arasında 2000 yılına kadar Bülent Ecevit, Memduh Yaşa, Mesut Yılmaz, Rahmi Koç, Rüştü Saraçoğlu, Selahattin Beyazıt, Hikmet Çetin, Cem Boyner, Osman Olcay gibi isimler var.
2000 sonrasında toplantıya katılan sayısı artıyor. En dikkat çeken isimler ise Ali Babacan, Fehmi Koru, Mehmet Ağar, Mehmet A. Birand, Kemal Derviş, Mehmet Şimşek, Selin Sayek Böke.
2000 sonrası toplantıya katılan Türk sayısı oldukça fazla. Fakat bunun sebepleri arasında toplantının Türkiye’de de yapılmış olması geliyor. Toplantı; 18-20 Eylül 1959’da İstanbul’da, 25-27 Nisan 1975’te İzmir’de ve 31 Mayıs-3 Haziran 2007 yılında yine İstanbul’da olmak üzere toplamda 3 kez Türkiye’de düzenlendi.
2023 Bilderberg Toplantısı nerede oldu ve basına verilen konu başlıkları nelerdi?
2023 yılı toplantısı 18 Mayıs-21 Mayıs arasında Portekiz, Lizbon’da yapıldı. Toplantıya 130 kişi katıldı. Bu 130 kişi içinde Türkiye’den büyükelçi Mehmet Fatih Ceylan, Refet Gürkaynak, iş insanı Ömer Koç, Soli Özel ve Barçin Yinanç gibi isimler var.
Konu başlıkları ise Banka Sistemi, Çin, Enerji Geçişi, Avrupa, Mali Zorluklar, Hindistan, Sanayi Politikası ve Ticaret, NATO, Rusya, Ulusötesi Tehditler, Ukrayna ve ABD Liderliği olarak açıklandı.
CNBC’nin haberine göre toplantının en önemli konusu ise yapay zekâydı. Buna uygun olarak bu yılki buluşmaya ChatGPT’nin geliştirdiği OpenAI’ın kurucularından ve aynı zamanda CEO’su olan Sam Altman da katıldı. Ayrıca NATO Genel Sekreteri de bu yıl davetliydi.
İlginizi çekebilecek diğer içerikler: